Lafmacun.Org Hakkında
Yaklaşık olarak 1 senedir yazarı, yöneticisi, yeni yetmesi olduğum lafmacun.org'u bir kaç gün önce bırakmak zorunda kaldım. Bu kararda kuşkusuz ki en büyük pay benim dışımda gelişen bazı olaylardı. Özel hayatımda lafmacun'un oldukça fazla yer ettiğini, günlük bir çok işte sözlüğü aklımdan çıkarmadığı kabul etmeliyim. Evet.. Belki bir çok sözlük yazarı için bu şeyler söz konusudur. Sözlüğü benimsemek ve ayrılamamak.
Peki neden? Neden insanlar herhangi bir web sitesinin peşinde bu kadar çok vakit ayırır? Niye bir browser ekranı üzerindeki pixeller topluluğu olan bir kaç html yığınına kapılırız? Eğer meseleye bu şekilde bakacaksak, insan kavramını sadece bir et-kemik yığını olarak görmekle aynı şeyi yapmış oluruz. Nasıl ki, insan sadece et-kemik demek değilse, bazen bir web sitesi de birkaç html kodu, bir kaç buton demek değildir.
Lafmacun.org benim içimde çok farklı yerler etmiş olan bir web sitesiydi. Hatta web sitesi tabirini bu noktadan sonra bırakayım ki, bir aileydi. Yani Lafmacun ailesiydi.
Güzel insanlarla tanıştım orada. Kendimi ifade etme imkanı buldum. Belki çoğumuz farketmedik ama yorum yapma yetilerimiz gelişti, olaylara farklı bakabilmeyi gördüm. Yeni bilgiler edindim. Yeni sanatçıları okudum. Yeni olayları öğrendim. İnsanların bir olay karşısında nasıl tepkiler verdiğini sosyal içerikli yazılardan anladım. Sanıldığı gibi basit bir eğlence yeri değildir sözlükler. Binlerce insanın bir olaya nasıl baktığını, nasıl tepki verdiğini öğretir. Kullanmasını bilene sınırsız bir hazinedir.
Bu güzellikler içinde de tabiki insan ister istemez kendisini kaptırabiliyor. Her gün sabah-akşam sözlükte olmak istiyor. Orada konuştukları aslında gerçek insanlar değil, sözlük karakterleri belki. Böyle düşününce daha güzel oluyor. Bir çok sözlük zirvesine gittim ve açıkça söylemeliyim ki, yazarları gerçek olarak tanıdığımda sözlükte aynı lezzeti alamadım. Çünkü ben onların sözlükteki karakterlerini görmek istiyormuşum. Reel hayatta konuşmak, görüşmek ayrı bir şey. O da ayrı bir güzellik ama sözlükte yaşananların hep sözlükte kalması da bu işin lezzetini bana göre arttırıyormuş. Bunu anladım.
ugokhan karakteri (her ne kadar cayvesigara "o sensin" dese de ben değilim) lafmacun.org'a bir veda etti. Belki dönmeyi çok istiyor ama hayat da akıyor bir yerde. Belki de sözlükte kendisini bulması, eğlenmesi, gülmesi, kendi fikirlerini ortaya koyması çok hoşuna gitmişti ama sahibinin de hayatta bazı sorumlulukları vardı. O yüzden hayatın gerçekleri de bir yerden sonra insanı esas yapması gerekenlere zorluyor.
Halen daha soranlar varsa hızlıca cevap vereyim. ugokhan lafmacun.org'a dönmeyecek. Bunu exnihilo ile de konuştuk. Birkaç yönetici arkadaşla da konuştuk. Belki onlarda buna üzüldüler ama yapacak bir şey yok. Lafmacun.org güzel hatıralarıyla ve bana tanıştırdığı güzel dostluklarıyla akılda kalacak hep.
Şimdi elimde bir avuç zirve fotoğrafı var sadece. Ama istediğim anda sözlüğü okuyabilecek olmanın verdiği güven de var içimde. Tüm lafmacun.org ailesine selamlarımla...
Peki neden? Neden insanlar herhangi bir web sitesinin peşinde bu kadar çok vakit ayırır? Niye bir browser ekranı üzerindeki pixeller topluluğu olan bir kaç html yığınına kapılırız? Eğer meseleye bu şekilde bakacaksak, insan kavramını sadece bir et-kemik yığını olarak görmekle aynı şeyi yapmış oluruz. Nasıl ki, insan sadece et-kemik demek değilse, bazen bir web sitesi de birkaç html kodu, bir kaç buton demek değildir.
Lafmacun.org benim içimde çok farklı yerler etmiş olan bir web sitesiydi. Hatta web sitesi tabirini bu noktadan sonra bırakayım ki, bir aileydi. Yani Lafmacun ailesiydi.
Güzel insanlarla tanıştım orada. Kendimi ifade etme imkanı buldum. Belki çoğumuz farketmedik ama yorum yapma yetilerimiz gelişti, olaylara farklı bakabilmeyi gördüm. Yeni bilgiler edindim. Yeni sanatçıları okudum. Yeni olayları öğrendim. İnsanların bir olay karşısında nasıl tepkiler verdiğini sosyal içerikli yazılardan anladım. Sanıldığı gibi basit bir eğlence yeri değildir sözlükler. Binlerce insanın bir olaya nasıl baktığını, nasıl tepki verdiğini öğretir. Kullanmasını bilene sınırsız bir hazinedir.
Bu güzellikler içinde de tabiki insan ister istemez kendisini kaptırabiliyor. Her gün sabah-akşam sözlükte olmak istiyor. Orada konuştukları aslında gerçek insanlar değil, sözlük karakterleri belki. Böyle düşününce daha güzel oluyor. Bir çok sözlük zirvesine gittim ve açıkça söylemeliyim ki, yazarları gerçek olarak tanıdığımda sözlükte aynı lezzeti alamadım. Çünkü ben onların sözlükteki karakterlerini görmek istiyormuşum. Reel hayatta konuşmak, görüşmek ayrı bir şey. O da ayrı bir güzellik ama sözlükte yaşananların hep sözlükte kalması da bu işin lezzetini bana göre arttırıyormuş. Bunu anladım.
ugokhan karakteri (her ne kadar cayvesigara "o sensin" dese de ben değilim) lafmacun.org'a bir veda etti. Belki dönmeyi çok istiyor ama hayat da akıyor bir yerde. Belki de sözlükte kendisini bulması, eğlenmesi, gülmesi, kendi fikirlerini ortaya koyması çok hoşuna gitmişti ama sahibinin de hayatta bazı sorumlulukları vardı. O yüzden hayatın gerçekleri de bir yerden sonra insanı esas yapması gerekenlere zorluyor.
Halen daha soranlar varsa hızlıca cevap vereyim. ugokhan lafmacun.org'a dönmeyecek. Bunu exnihilo ile de konuştuk. Birkaç yönetici arkadaşla da konuştuk. Belki onlarda buna üzüldüler ama yapacak bir şey yok. Lafmacun.org güzel hatıralarıyla ve bana tanıştırdığı güzel dostluklarıyla akılda kalacak hep.
Şimdi elimde bir avuç zirve fotoğrafı var sadece. Ama istediğim anda sözlüğü okuyabilecek olmanın verdiği güven de var içimde. Tüm lafmacun.org ailesine selamlarımla...