Hayatın Koyduğu Sahte Hedeflerden Yorulmak

Eskiden en büyük hayalimdi, Amerika'da Route-66 'yı bir uçtan bir uca araba üstünde geçmek. Hep o Amerikan filmlerine özenirdim. İki kafadar külüstür sayılabilecek bir araba ile yola çıkarlar ve yol boyunca motellerde, tamirhanelerde, küçük kasabalarda türlü olaylarla karşılaşırlardı. Yol boyunca radyolarını açıp dinlerler ve hayatlarına karışmayan hiç bir şey olmadan dilediklerince hedeflerine doğru ilerlerlerdi.

Mutluluk için illaki çok şeye gerek yok. Önemli olan sadece sahip olunanlarla hedefe varabilmek. Ömrümüz boyunca hedef diye önümüze konulanlara bakarsak aslında bir ömrü boşuna yaşıyoruz. Okula gitmek, liseyi bitirmek, üniversiteyi kazanmak, "benim çocuğum doktor, mühendis, avukat olmalı" anlayışı, okul biterse askerlik, sonra gel hemen evlen, çoluğa-çocuğa karış, evden işe, işten eve git-gel. İşte budur başarılarımızın vektörel toplamı. Bunların her biri yaşandıkları anda birer başarıdırlar. Ama gerçek isteklerimiz midir, gerçek hayallerimiz midir? Bize dayatılan sahte başarılar arasında koşmaktan yoruluyoruz, tüketiyoruz kendimizi.

Şimdi olsaydı bir külüstür amerikan arabası da bir yolculuğa çıksaydım. Kimse sormasaydı beni. Koray kankim de olacaktı yanımdaki. Yürrü bee.

Hani Abidin Dino'ya demiş ya şair, "bana mutluluğun resmini çizebilir misin" diye. Ben de bir yerlerden download ettim mutluluğun resmini. En azından bakıp bakıp iç geçiriyorum şimdi.

Read Users' Comments (0)

0 Response to "Hayatın Koyduğu Sahte Hedeflerden Yorulmak"