Belgesel Filmlerinde Figuran Olan Ezik Hayvan
her belgeselde yok aslandı, yok fildi, yok kaplandı. sürekli aynı hayvanlar. bütün belgesel yapımcıları bu hayvanlara çevirir kameralarını. varsa yoksa bunlardır. oysa ki doğa dediğimizde bir sürü canlı var. kurt var, kuş var, böcek var. ama ne var yani o bitli aslanlarda da bilmem ki.
aslan efendi osursa hemen filmini çekerler. oysa ki, belki az ileri de sabah kalkmış ve traşını olmuş, gayet de güzel giyinmiş bir at sineği en güzel şarkılarından birini söylüyordur. belki de aslanın hemen yanında bir taşın ardından kameraya el sallayan bir bok böceği vardır. lakin her şey gibi bu da yalan bir dünya. yalan doğa...
aslan kadar meşhur değil belki o at sineği, bir kaplan kadar hızlı koşamıyor olabilir o bok böceği. ama sonuçta onlarda canlı. onlar da kameralara çıkmak, şöhret olmak istiyorlar.
bir antilop düşünün. belki de çok iyi bir doktor olacak büyüyünce. belki... belki okuyacak avukat olacak. ama yook. illa ki bir aslana yem yapılacak belgeselde. aksini düşünmek bile doğru değil.
işte o geçici şöhretin kollarında gününü gün eden, iki kuruşluk belgeselciler sayesinde her gün karnını doyuran o aslanlar varken; emeğiyle çalışan, orman halkından biri, namusuyla gece gündüz çalışıp, yuvasına iki parça yiyecek getirmek için çalışan o kertenkeleyi kimse görmüyor. kimse bunun belgeselini çekmiyor. niye hep bu hayvanlar ölmek zorunda. niye hep aynı hayvanlar figuran olmak zorunda. kimse bana besin zinciri deyip de gelmesin. yırtarım zincirleri, enginlere sığmam taşarım.
aslan efendi osursa hemen filmini çekerler. oysa ki, belki az ileri de sabah kalkmış ve traşını olmuş, gayet de güzel giyinmiş bir at sineği en güzel şarkılarından birini söylüyordur. belki de aslanın hemen yanında bir taşın ardından kameraya el sallayan bir bok böceği vardır. lakin her şey gibi bu da yalan bir dünya. yalan doğa...
aslan kadar meşhur değil belki o at sineği, bir kaplan kadar hızlı koşamıyor olabilir o bok böceği. ama sonuçta onlarda canlı. onlar da kameralara çıkmak, şöhret olmak istiyorlar.
bir antilop düşünün. belki de çok iyi bir doktor olacak büyüyünce. belki... belki okuyacak avukat olacak. ama yook. illa ki bir aslana yem yapılacak belgeselde. aksini düşünmek bile doğru değil.
işte o geçici şöhretin kollarında gününü gün eden, iki kuruşluk belgeselciler sayesinde her gün karnını doyuran o aslanlar varken; emeğiyle çalışan, orman halkından biri, namusuyla gece gündüz çalışıp, yuvasına iki parça yiyecek getirmek için çalışan o kertenkeleyi kimse görmüyor. kimse bunun belgeselini çekmiyor. niye hep bu hayvanlar ölmek zorunda. niye hep aynı hayvanlar figuran olmak zorunda. kimse bana besin zinciri deyip de gelmesin. yırtarım zincirleri, enginlere sığmam taşarım.